31 Ağustos 2013 Cumartesi

SALVADOR DALİ'NİN EVİNİ MERAK EDENLERE....

Sanal Gezinti: Salvador Dali’nin evi

İspanya’nın kuzeyindeki  Costa Brava’nın Port Lligat kasabasında 1930′dan itibaren Salvador Dalí ve eşi Gala’nın uzun zamanlarını geçirdikleri evleri yer alıyor. Önce bir balıkçı için küçük bir kulübe olarak yapılan ev, sonraki yıllarda Dali tarafından geliştirilerek videoda görülen haline dönüştü.

28 Ağustos 2013 Çarşamba

BİR KEDİ, BİR ADAM, BİR ÖLÜM/ ZÜLFÜ LİVANELİ

BİR KEDİ, BİR ADAM, BİR ÖLÜM
 Yaşar Kemal roman için " Gerçek bir şaheser! Teknik ve psikolojik olarak mükemmel! Öldürmek mi ,bağışlamak mı ikilemini en iyi veren roman." ifadelerini kullanmış. Bu kitap gerçekten çok iyi! Yazar çok değişik bir teknikle kaleme almış eserini. 2001 Yunus Nadi Roman Ödülü alan eserin sayfaları her çevirişinizde " Acaba gerçekten böyle mi olmuş? " duygusunu yaşıyorsunuz ve farklı insanların aynı kaderi yaşayışını iki farklı bakış acısıyla görebiliyorsunuz. Okuyucuya iç muhasebesini yaptıran bir eser. Fazla ip ucu verip okumak isteyenlerin tadını kaçırmak istemiyorum. İyi keşifler...

BİRAZ DA BENDEN...

       Deniz kokusu alır beni ve bir yerlere götürür. Suyun üzerindeki kıpırtılar, kayalara yavaşça dokunuşu, karşı kıyın bana uzanmaya çalışan ışıkları... Bunları izlerken uzaktan bir yerden bir salıncağın demirinin sürtünme sesi ve derinden ama hararetli bir sohbet... Muhtemelen konu memleket meseleleri. Hayat bu işte diyorum birden. Hayat bu!
       Yaz mevsiminin bu güven veren ılık havasını seviyorum. Sanki kulağıma:" Başak havalar bir daha hiç soğumayacak bir daha hiç kış olmayacak." diyor. Bu bana gönlümde de hiç kışın olmayacağını düşündürüyor ve yaz akşamlarının mutluluk oyunlarında başrolü oynatıyor. Bir delinin hayata karşı olan o çılgın ve tutkulu bağlılığıyla bağlanıyorum. Zafer kazanıyorum tekrar tekrar ve tekrar.

BEKLEMEYEN KİTAP

Bu kitabı 2 ay içinde okudunuz okudunuz yoksa yazılar silinecek

Özel bir mürekkep kullanılarak basılan kitabın yazıları güneş ve hava ile temas ettiğinde silinmeye başlıyor. İki ay içerisinde kitap tamamen boş sayfalardan ibaret hale geliyor. 
“The Book That Can’t Wait” (Bekleyemeyen Kitap) projesinin çıkış noktası raflarda yıllarca okunmadan bekleyen kitaplar… Yayınevi, kitapların okunmamasının yazarların yeni kitaplar yazamamasıyla sonuçlandığını düşünüyor.
Projenin aşağıdaki videosunda ise şu ifadeler kullanılıyor: 
“Kitaplar çok sabırlı objelerdir. Onları satın alırız ve kitaplar bizim onları okumamızı bekler. Günler, aylar hatta yıllar boyunca. Kitaplar için bu sorun olmaz ancak yeni yazarlar için sorundur. Eğer insanlar ilk kitaplarını okumazsa hiçbir zaman ikinciyi yazamazlar”
Sonuç mu?
 Başarı.
 Kitabın ilk baskısı ilk gün tükendi. Binlerce yeni sipariş verildi.
 Kaynak: dipnot.tv

BU KİTAP CANLI!!!

            

            İngiliz yazar Silvia Hartmann yeni romanını ‘Google Docs‘ üzerinden okurların gözü önünde yazıyor.
            Bir romanın nasıl yazıldığını merak edenler, Silvia Hartmann’ın “The Dragon Lords” adlı yeni romanının yazım sürecine internet üzerinden tanıklık edebiliyor. Arama motoru Google’ın “Google Docs” hizmeti sayesinde, yazarın her yeni cümlesinin internet kullanıcılarının monitörlerine eş zamanlı olarak yansıdığı belirtiliyor. Tanıtımlara göre, Hartmann’ın “Naked Writer” projesi, okurlara, hikaye ilerlerken yazılanlara dair yorum yapabilme ve hikayenin oluşturulmasına katkıda bulunabilme olanağı da sağlıyor. Romanın yazımına 12 Eylül’de başlayan Silvia Hartmann, okur ve yazar arasındaki ilişkinin sınırlarını zorlamanın inanılmaz bir deneyim olduğunu düşünüyor. Kitaplarını StarFields takma adıyla yazan Silvia Hartmann’ın, yaratıcılık ve kişisel gelişim üzerine çalışmaları da bulunuyor.

27 Ağustos 2013 Salı

Sosyal medya kitap olursa, kitap kapakları nasıl olur?

Sosyal medya kitap olursa, kitap kapakları nasıl olur?
Stéphane Massa-Bidal’ın sosyal medya siteleri için tasarladığı retro kitap kapakları, George Orwell, Shakespeare gibi isimlerin ünlü sözlerine atıfta bulunuyor.


25 Ağustos 2013 Pazar

25 romandan unutulmaz İstanbul tasvirleri tek kitapta toplandı

25 romandan unutulmaz İstanbul tasvirleri tek kitapta toplandı


      
                    İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş., 19′uncu yüzyılın sonlarıyla 20′nci yüzyılın başlarında yazılan 25 Türk romanındaki unutulmaz İstanbul tasvirlerini tek kitapta topladı. "Türk Romanından Bir Demet İstanbul” adlı kitap, aralarında Namık Kemal’in ”İntibah”ı, Recaizade Mahmud Ekrem’in ”Araba Sevdası”, Halit Ziya Uşaklıgil’in ”Mai ve Siyah”ı, Ahmed Hamdi Tanpınar’ın ”Huzur”u ve Peyami Safa’nın ”Canan” isimli romanının da bulunduğu Türk edebiyatının en seçkin 25 romanından derleme yapılarak hazırlandı.

24 Ağustos 2013 Cumartesi

Kitaplar ortalama kaç sözcükten oluşur?

Kitaplar ortalama kaç sözcükten oluşur?


Amazon’un “Metin İstatistikleri” adlı özelliği kullanılarak verilen rapora göre

23 Ağustos 2013 Cuma

Sigmund Freud: “Yaratıcı yazar, bir çocuğun oyun oynarken yaptığını yapar”

Sigmund Freud: “Yaratıcı yazar, bir çocuğun oyun oynarken yaptığını yapar”

Sigmund Freud, zamanının önemli bir bölümünü rüyanın psikolojisini keşfetmeye ayırmıştı, ancak 1908′de, fantaziyle yaratıcılığın kesiştiği noktaya odaklanan Freud,  “Yaratıcı Yazarlık ve Hayal Kurma” isimli bir makale yazdı. 

franz kafka...

Franz Kafka: Peşinde koşmadığı şöhreti ölümünden sonra yakalayan yazar


“Her devrim gün gelir buharlaşır, ardında yapış yapış bir bürokrasi kalır.”

22 Ağustos 2013 Perşembe

EBRU VE MERVE'YE...

FotoğrafFotoğraf

Beklenmedik zamanda, beklenen bir kahkaha ve sıcak bir sohbettir dostluk. Zamanın nasıl geçtiğini umursamadan eskiden, gelecekten konuşmak... Hayatının bir yerinde mutlaka olacaklarını bilmek...Birileri için sadece mutluluk dilemek; çıkarsız ve yalansız dolansız...Bugün enim için çok güzeldi... Eski öğrencilerim yeni dostlarım Ebru ve Merve için...

21 Ağustos 2013 Çarşamba

Sokaklar onlarındı. Tohumlarını içimizde büyüttüğümüz erkeklerin.

Tuhaf kadınlar | Gönül Kıvılcım

Bunaltıcı bir yaz günü Büyükada’da denize nazır çay bahçelerinden birinde oturmuş gelen geçeni izliyordum. Arap turistlerin çoğalmaya başladığı aylardandı. Etrafta şortlu Arap erkeklerinin yanında siyah çarşaflarla yürüyen kadınlar göze çarpıyordu. Böyle kadınlı erkekli bir grubun içinde, yüzünü örten peçeyi kaldırmış, peçenin altından doğru bin bir eziyetle ama yine de iştahla külahtaki dondurmayı yalayan Arap kadınını seyrettim bir süre.
Sokaklar onlarındı. Tohumlarını içimizde büyüttüğümüz erkeklerin.

Orhan Kemal kendini anlatıyor

Orhan Kemal kendini anlatıyor: “Nasıl ve niçin yazıyorum?”

Gerçekten de, okurlar meraklıdırlar. Haksız da sayılmazlar.
Ben,

Steinbeck’ten Mektup...

Steinbeck’ten yazarlığa yeni başlayanlara mektup

Yetenek tek başına bir yazar yaratamaz. Kitabın ardında mutlaka bir insan olmalı!
Ralph Waldo Emerson
John Steinbeck’in 1963 yılında, yazarlığa başlayanlar için kaleme aldığı yazı:
Birçok mükemmel hikaye yazdım, ama şansımı deneyip yazmanın dışında onların nasıl yazıldığını hala bilmiyorum”
Sevgili Yazar:
Stanford’daki hikaye yazma kursuna katılmamın

20 Ağustos 2013 Salı

AŞKIN MEALİ (YUSUF İLE ZÜLEYHA)/ SİNAN YAĞMUR

Kitabın arka kapak yazısı "Kuyu, Zindan, Dünya, Ahiret" diye başlıyor. Bence oraya birde "Vefa" eklenmeli diye düşünüyorum. Yusuf ile Züleyha'nın hikayesi belki de çoğumuz tarafından biliniyor, fakat ben bir de Sinan Yağmur'dan dinlemek istedim. Daha önce "Tennure ve Ateş" adlı kitabını okuduğum yazarın anlatımı hoşuma gitmişti. Bu kitabında daha farklı bir üslup kullanan yazar, kelimelerini şiirin inceliğinde seçerek kullanmış. Bence bir çırpıda severek okunacak bir kitap.
" Dur! Gitme! Ağla Züleyha! Sen ağladıkça çöllere yağmur duası bırakır melekler! Anladım. Vuslatın aslı hasretmiş. Öğrendim. Her hasret bir hicrete bedelmiş. Bildim. Herkesin hicreti kendi içindeymiş. Şimdi ben hicretimi yaşarken bedelini de ödüyorum. Sana da bana da susmak düştü. Susalım. Rabbim göz verdin; gözyaşı da ver ki, Yusuf'u bulmuşken yitirmiş Züleyha için ağlayalım..."

19 Ağustos 2013 Pazartesi

Orhan Veli’nin “sere serpe” aşkı...

Orhan Veli’nin “sere serpe” aşkı | Ömer Turan

Bella, odasında yatağına uzanmış ders çalışıyordu. Orhan Veli, kapıdan uzun uzun genç kızı seyrettikten sonra salonun köşesindeki küçük masaya oturur ve cebinden çıkardığı kâğıda bir şeyler karalayıp yeniden odaya yönelir. Kâğıdı Bella’ya uzatır ve “Bu şiiri sana yazdım” der.

18 Ağustos 2013 Pazar

Sibirya'da Edebiyat Bulvarı

Sibirya’da edebiyat bulvarı Rusya’nın Sesi Radyosu‘nun haberine göre, Sibiryalı ressamlar, kitap sevgisini insanlara alışılmadık bir şekilde aşılıyor. Sibirya’nın Tümen kentindeki binalardan birinin cephesi, dev bir kitap rafına dönüştü. Kentteki ressamların edebiyat bulvarı oluşturma çabaları sayesinde pek çok yer resimlerle donandı. İnsanlar asfalt, havalandırma penceresi ve çitlerde sevdikleri kitapların kahramanlarını görüyor. Bir grup Tümen ressamın çabasıyla Tümen parkı da kentlilerin sevdikleri bir dinlenme yerine dönüşecek. Ressamlar, bu şekilde genç insanlara kitap sevgisi aşılamayı da hedefliyor. Edebiyat Moskova’sı, Aleksandr Duma Versay’ı, Conan Doyl’un Londra’sı. Fırça ve boya yardımıyla gri alanlar, Shakespeare’nin romantik Verona’sına ve Astrid Lindren’in masallar Stockholm’üne dönüştürülüyor. Tabloların birbirine benzememesi gerekiyor. Her birinin kendi stili var. - See more at: http://www.edebiyathaber.net/

17 Ağustos 2013 Cumartesi

Çocuklar için e-kitap uygulaması

BeMaddy: Çocuklar için e-kitap uygulaması


E-kitap satışlarının, basılı kitap satışlarını geçtiği bir dönemdeyiz. Kullanıcılar kitap mağazalarını dolaşmak yerine birçok içeriğe tıklayarak, hatta dokunarak birkaç dakika içerisinde sahip olabiliyor. 
BeMaddy Çocuk Hikaye Kitapları adındaki iPad uygulaması çocuklara tablet bilgisayardan kitap okumayı sevdirecek cinsten.

Özgür e-kitap: “Hack Kültürü ve Hactivizm”

Özgür e-kitap: “Hack Kültürü ve Hactivizm”

Bianet.org‘un haberine göre, Alternatif Bilişim Derneği yeni bir “özgür e-kitap” yayınladı. 16 makale ve bir söyleşinin yer aldığı kitap ücretsiz indirilebilir.
Bilkent Üniversitesi Bilgisayar Teknolojisi ve Bilişim Sistemleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Akgül‘e armağan edilen ve kendisiyle bir söyleşinin de yer aldığı kitap Hacktivizm ve Hack kültürü hakkındaki farklı perspektifleri derliyor.
Ali Rıza Keleş ile Yetkin Sal‘ın derlediği ve Işık Barış Fidaner‘in yayına hazırladığı kitapta Gökşin Akdeniz‘in “Hacker Etiği”, Ahmet Sabancı‘nın “Hackerlara bir karşı kültür olarak bakmak”, Pınar Demirkıran‘ın “Hacktivizm”,Erkan Saka‘nın “‘Hacker’lık üzerine birkaç gözlem”, Özgür Uçkan‘ın “Hacker’lar: Viral Kültürün ‘Semantik Gerillalar’ı mı, Enformasyon Toplumunun Veri Hırsızları mı?” ile “Dijital Aktivizmin Sınır Boyunda Hacktivizm: Anonymous ve RedHack örnekleri”, Ulvi Yaman‘ın “Hack’ikatin Red’di”, Işık Barış Fidaner‘in “Kırmızı hapı seçmek”, Gamze Göker‘in “İnternetin yaramaz çocukları: Hacker’lar”, Julian Assange‘ın “Şifreleme silahları için bir çağrı”, Seda Gürses‘in “Anonim’in Tasavvuru”, Aaron Swartz‘ın “Gerilla Açık Erişim Manifestosu” makaleleri ve Göker ile Mutlu Binark‘ın Mustafa Akgül ile “Aktivistlere şifreleme tekniklerini öğretmeliyiz!” başlıklı söyleşisi yer alıyor.
Dernek, kitap ile hack kültürü ile hackerların “Türkiye ve dünyada çarpıtılmış bir kavram içine sıkıştırılmasını eleştirmeye ve toplumda oluşan negatif algıyı değiştirmeye katkı” amacıyla hazırladıklarını, Hackerlığı bilgisayar korsanlığına indirgeyen tartışmaları bir kenara bırakıp konuyu tarihsel, sosyolojik, güncel, politik ve kültürel yönleri ile tartışan içerik hazırlamaya çalıştıklarını ifade etti.
Kitap PDF ve LaTex formatlarında şu adresten ya da Alternatif Bilişim Derneği’nin web sitesindeki bu linkten indirilebilir.
Basılı kitap içinse bilgi@alternatifbilisim.org adresiyle iletişime geçilebilir.

başımız sağolsun...

16 Ağustos 2013 Cuma

GÖNÜL DİLİ TÜRKÇE...



* Türkçe, şu anda dünya üzerinde en çok konuşulan 5. dildir.

sıralama şöyle:
1. çince
2. hintçe
3. ispanyolca
4. ingilizce
5. türkçe

MERAKLISINA DUYURULUR:)

Geoturka İlk Roman Yarışması

Geoturka Yayımevi’nin birincisini düzenlediği İlk Roman Yarışması’na son katılım tarihi 1 Eylül 2013. Yarışma koşulları şöyle:
“Kültür adına her yerde ve her dilde üretilen kaliteli eserleri desteklemek ve kendi insanımızla buluşturmak  adına ‘Değerleri Buluşturur’ sloganıyla yola çıkan Geoturka Yayımevi olarak geleneksel hale getirmek istediğimiz İlk Roman Yarışması’nın bu yılki başvuru koşulları aşağıdadır.
* Yarışmaya katılacak eserlerin 3 A4 sayfasını geçmeyecek özetlerinin www.geoturka.com web adresimizdeki ‘kitabımı basar mısınız?’ bölümünde yer alan ‘roman formu’yla birlikte info@geoturka.com adresine gönderilmesi gerekmektedir.
* Gönderilecek özetler ön elemeye tabi tutulacaktır. Ön elemeyi geçen eserlerin duyurusu web sitemiz, facebook ve twitter hesaplarımız aracılığıyla yapılacaktır.
* Yapılan ön eleme sonucu başvuran toplam eser sayısı 15 adede indirilecek ve bu eserler içinden seçici kurulumuzun yapacağı çalışmalarda seçilen ilk 3 eser yayımevimiz tarafından basılmaya hak kazanacaktır.
* Ön elemeyi geçen eserlerin A4 boyutunda 12 puntoyla 2 sıra aralıklı yazılmış tam metinleri, Klodfarer Caddesi No: 41/19 Sultanahmet Fatih/İstanbul adresine, 2 kopya halinde, kargo veya acele posta yoluyla gönderilmesi, ayrıca eserin dijital halini içeren bir cd veya harici belleğin de gönderiye eklenmesi gereklidir.
* Gönderilecek eserlerin basılmamış ve hiçbir yarışmaya katılmamış olması gereklidir.
* Yarışmaya katılacak yazar adaylarının daha önce, roman türünde hiçbir kitabının yayımlanmamış olması gereklidir.
* Yarışmaya son katılım tarihi, ön elemeye girecek roman özetleri için 1 Eylül  2013’tür. Ön elemeyi geçen eserler 15 Eylül 2013 tarihinde, kazanan 3 eser ise 15 Ekim 2013 tarihinde web adresimiz, facebook ve twitter hesaplarımız aracılığıyla duyurulacaktır.
* Yazar adayları yarışmamıza tek bir eserle katılabilir. Eserler Türkçe yazılmış olmalıdır.
* Eser herhangi bir roman türünde olabilir.
* Kolektif çalışmalar ödüle aday olabilir.
* Yazar adayları, gerçek kimlikleri yayımevimizde saklı kalmak koşuluyla isterlerse mahlas kullanabilirler.
* Gönderilen dosyalar geri iade edilmeyip imha edilecektir.”
edebiyathaber.net

14 Ağustos 2013 Çarşamba

CAN YÜCEL BUGÜN ANILIYOR...



Can Yücel bugün anılıyor Şair Can Yücel, ölümünün 14. yıldönümünde, bugün Kuzguncuk’ta anılıyor. Türkiye Yazarlar Sendikası, Kuzguncuklular Derneği ve Can Yücel Dostları tarafından ortaklaşa düzenlenen “Elbet bir çapulculuğu var akşamüstü saat beşte” adlı anma toplantısı, saat 19.30’da Kuzguncuk Çınaraltı Parkı’nda gerçekleşecek. Can Yücel’i anma toplantısının katılımcıları arasında Adnan Özyalçıner, Egemen Berköz, Sennur Sezer, Refik Durbaş, İsa Çelik, Nadir Göktürk, Yaşar Miraç, Gülsüm Cengiz, Müslüm Çelik, Mustafa Köz, Ferruh Tunç, Cihan Oğuz, Ercan Kesal, Metin Üstündağ, Hüsnü Arkan, Ayhan Bozkurt ve Cengiz Kılçer yer alıyor. Dostları Çınaraltı Parkı’nda Can Yücel’i anlatacaklar ve şiirlerinden örnekler okuyacaklar. Saat 21.00’de de Kuzguncuk Mülkiyeliler Birliği’nde fotoğraf sanatçısı İsa Çelik’in hazırladığı bir sinevizyon gösterisi yapılacak.
14 Ağustos 2013
http://www.edebiyathaber.net/

13 Ağustos 2013 Salı

NEDEN NİETZSCHE AĞLADIĞINDA?...

Hayatınızda bir kez olsun şöyle balkona oturup, yaşamak ile, ilgili aklınıza takılan üç soruyu düşündüyseniz "mutlaka okuyun" derim. Yoğun bir o kadar sürükleyici bir roman. Kitabin sayfalarında dolaşırken "tamam bu kadarmış, her şey bitti" derken sözcükler sizi yeni bir düşünsel maceranın içine çekiyor. Gerçek ile kurmacanın çok iyi harmanlandığı bir eser vermiş bize Irvın D. Yalom. Nietzsche, J.Breuer, Freud, Lou Salome ve daha bir çok tarihte yaşamış kişilikleri farklı yönleriyle tanıyacaksınız. Nietzsche Ağladığında edebiyatla da düşünülebileceğini gösteren müthiş bir örnek... Varoluşun kader, kader, inanç, hakikat, huzur, mutluluk, acı, özgürlük, irade...ve neden , nasıl gibi en önemli duraklarından geçen bir yolculuk başlar...
      Kendisiyle ve hayatla yüzleşmekten korkmayanlara... "Amor Fati" yi bulmanız dileğiyle... 


10 Ağustos 2013 Cumartesi

ELİF ŞAFAK'IN REKLAM MACERASI...

Elif Şafak’ın “reklam macerasına” tepki yağıyor


Geçtiğimiz günlerde Taraf yazarının köşesinde durumu bir hayli eleştirmesinden sonra Edebiyat dünyası da bir hayli karıştı diyebiliriz. Ahmet Ümit "Edebiyatçı olumlu olanı pekiştirmeli" dedi. En sert çıkış ise Pınar Kür'den geldi: Canı para kazanmak istiyorsa yazarlığı bıraksın…
Şafak'ın Garanti Bankası ile Türk Hava Yolları'nın ortak kredi kartıMiles&Smiles'ın reklamında rol almasına edebiyatçılar tepki gösterdi.
İşte görüşler…
Yazar meta üreticisi oluyor
Hilmi Yavuz: Edebiyat eserinin, edebi değil de ticari değeriyle bir meta olarak dolaşıma girdiği toplumlarda, yazarın da kendisini bir meta üreticisi olarak pazarlaması bana son derece mantıklı geliyor. Nobel ödüllüMeksikalı şair ve yazar Octavio Paz, haklı olarak, edebiyatın mantığıyla piyasanın mantığının örtüşmediğini bildiriyordu. İşte tastamam bu ayrımın ne demeye geldiğini anlatmak istiyordu…
Kimseye 'Şampuan alın' demem
Ahmet Ümit: Kitaplarımızda insan ruhunu anlatıyoruz. Bunu anlatırken tarafsız değiliz. Olumluyu güçlendirmek için varız. Edebiyatın bir görevi, misyonu varsa o da budur. Misyonu olan bir edebiyatçının çıkıp banka reklamında, ürün tanıtımında bunu savunuyor, ortaya koyuyor olması kırılma yaratabilir. İnsanlar bizi yazdıklarımızla tanıyor. Kimseye şampuan, ayakkabı alın diyemem.
Kendine has asalet korunmalı
Pınar Kür: Yazarların böyle ticarileşmesine karşıyım. Her zaman da karşı oldum. Olabilir, insanların canı para kazanmak istediyse her türlü kazanabilir. Yazar olmasına gerek yok o zaman. Yazarlığın kendine özgü asaleti olduğunu düşünüyorum ve bu asaletin korunması gerektiğine inanıyorum.
Tasvip edilecek gibi değil
Ahmet Tulgar: Söylenecek fazla birşey yok. Elbette yazarın hiçbir şekilde tüketimi destekleyen oluşum içinde yer almaması gerekiyor. Kolay kolay tasvip edilecek bir şey değil.
İmitasyon rol rahatsız edici
Esmahan Aykol: Yazarların reklamda oynamasına, hatta soyunmasına bile karşı değilim. O reklamda beni asıl rahatsız eden Elif Şafak'ın Virginia Woolf imitasyonu olarak oynaması oldu…
Kaynak: haberdar.com

Voltaire’in en önemli yapıtı yeniden Türkçe’de


Düşünceleri ve eylemleriyle bir yüzyıla adını veren Voltaire’in en önemli yapıtı yeniden Türkçe'de…
 
Yaşamış en büyük filozoflardan biri olarak görülen Voltaire’in fikirleri bugün bile o kadar günceldir ki, yazdıklarının hiçbirinde modası geçmiş ya da tanınmadık bir şeye rastlanmaz. Akla gelen her türlü yazın biçimini kullanarak üretkenliğinin doruğuna ulaşan Voltaire, dönemindeki sansür yasalarına rağmen toplumsal devrimin tok sözlü savunucularından biriydi. Yazılarında hoşgörüsüzlüğü, dini dogmayı ve yaşadığı dönemin güç sahibi kurumlarını sürekli eleştirmişti.
 
Voltaire’in Felsefe Sözlüğü ilk olarak 1764 yılında basıldı.  Aydınlanma çağının en önemli yapıtlarından biri olarak görülen Felsefe Sözlüğü, alfabetik sıraya göre düzenlenen bir dizi kısa ve radikal makalenin kullanılmasıyla oluşturulmuş, bir “cep sözlüğü” şeklinde hazırlanarak halkın bütün kesimlerine ulaşması amaçlanmıştı. Resmi ve dini yetkililer tarafından sürekli kınanan, çeşitli ülkelerde toplatılarak yakılan bu eserde, 18. yüzyıl Fransız düşüncesine egemen olan toplumsal ve dini fikirler zeki ve iğneleyici bir dille irdelenirken, Voltaire’in sağduyu ve adaleti ihtiraslı bir şekilde savunması ön saflara çıkıyor. 
 
Voltaire’in Felsefe Sözlüğü’nde değindiği konular genellikle hayatı boyunca tanık olduğu adaletsizliklerin toplamıydı. Dini fanatiklik yüzünden masum insanların karşılaştığı adaletsiz davranışlara ve baskılara tanık olmak, yaşadığı dönemdeki bütün tehlikelere rağmen Voltaire’in böyle bir eseri ortaya çıkarma konusundaki azmini ateşlemişti. Esprili, dürüst, eleştirici ve çağdaş bakış açısına sahip bir filozof olarak tanımlanan Voltaire’in bütün özellikleri bu mükemmel yapıtta karşımıza çıkar. 
 
Voltaire’in Katolik Kilisesi’nin adaletsizlikleri, hoşgörüsüzlük, fanatiklik gibi konulara karşı duruşuyla, yaratancılık, hoşgörü, basın özgürlüğü gibi konuları savunuşu bu eserin konuları arasındadır.
Voltaire, Felsefe Sözlüğü, çeviren: Lûtfi Ay, İstanbul 2011, İnkılâp Kitabevi, 681 s.
 
Kaynak: Cumhuriyet Kitap

Keşke Bizde de Olsa...

Sevdiğiniz bir yazardan mektup almak ister misiniz?


Posta kutunuzdaki fatura ve broşürler arasında size özel yazılmış bir mektup görmeyeli ne kadar zaman oldu?
Bir de bu mektubun, en sevdiğiniz yazarlardan biri tarafından, size özel olarak gönderildiğini hayal edin!
The Rumpus sitesi Letters In The Mail adını verdikleri bir üyelik sistemi ile bu hayali gerçekleştirmeyi umut ediyor.
Fikrin güzelliği  kadar uygulaması da basit: Her hafta bir yazar, bir mektup kaleme alır ve bu mektup fotokopi yoluyla çoğaltılarak 5 dolar karşılığı üyelik sistemine katılanlara postalanır. Mektuplar internet ortamına aktarılmadığından yalnızca üyeler tarafından görülebilir.
Ocak ayında başlayan uygulamada üye sayısının şimdiden 2100’e ulaştığı söyleniyor.
Mektup alınabilecek yazarlardan bazıları şöyle: Stephen Eliot, Dave Eggers, Marc Maron, Aimee Bender, Nick Flynn, Margaret Cho…
Uygulamaya Amerika dışından üye olmak isteyenler ise 10 dolar karşılığı katılım gösterebiliyor.
Elçin Polat- edebiyathaber.net (05 Mart 2012) | Kaynak: huffingtonpost.com

9 Ağustos 2013 Cuma

TÜRKÇE'DEN İNGİLİZCE'YE GEÇEN KELİMELERİ MERAK ETTİNİZ Mİ?




Türkçe 'den İngilizce 'ye Geçen Kelimeler

Ayran - aynen aktarılmıştır
yoğurt - yoghourt, yoghurt, yogurt
Başıbozuk - "Bashi-bazouk" olarak geçmiştir
baklava - baklawa, baklava
boş, saçma (konuşmak) - bosh
beylik - beylik, beylic
Kazak - "Cossack" ( kazak erkek olarak kullanımı)
Dolma - aynı kalmıştır.
Döner - "Doner" olarak geçmiştir
efendi -effendi
ferman - firman
Ordu , "Horde" olarak geçmiştir aslında horde kelimesi kalabalık anlamına gelmektedir
yeniçeri - janizary, janisary
Kaftan - Kavass
kebap - kabob, kabab, kebab, kebob, cabob
han, kağan - khan
han - cham
çavuş - chiaus
kilim - kilim, kelim
Köşk - "Kiosk" olarak geçtiği söylense de kelime aslında almanca'da büfe anlamına ;gelmektedir
Kısmet - Kismet
kımız - kumiss, koumiss
Paşa - Pasha
Şiş - Shish
Lale - Tulip olarak tülbent kelimesinden geçtiği söylenmektedir
Turkuaz - Turquoise - Yurt
Bulgur - Bulghur
türban - turban
sipahi - spahi, spahee
şerbet - sherbet
sam yeli - samiel
sancak - sanjak
rakı - raki, rakee
pilav - pilau, pilaf, pilaff, pilaw
pastırma - pastrami

8 Ağustos 2013 Perşembe

bayramınız kutlu olsun

Fotoğraf: Mutlu BayramlarBayramların en güzel yanı yüzde bir  gülümseme, kalbe ılık bir dokunuş bırakabilmektir. Sevdiklerinizle şen kahkahalar attığınız güzel bir bayram geçirmenizi dilerim.

4 Ağustos 2013 Pazar

BÖYLE BİR ERKEK VAR MI?:)

“Aşık olunabilecek bir erkeğin özellikleri”

1980 başlarında bir yaz akşamı, Füsun Akatlı, Nimet Tuna ve Tomris Uyar, o dönemin gözde uğrağı Şadırvan’da buluşmuş, denizin tadını çıkarıyorlar. Konu bir ara aşka, sonra aşksızlığa, en sonunda da “aşık olunabilecek bir erkeğin özellikleri”ne geliyor ve bir oyuna dönüşüyor.

Sams’la haftanın her günü cumartesi!

 

Paul Maar’ın 9 ve üzeri yaş grubu için yazdığı “Sams’ın Maceraları” dizisinin ilk kitabı Sams ile Bir Hafta, Süheyla Kaya’nın çevirisiyle Can Çocuk tarafından yayımlandı.
Kimsenin, özellikle de Bayan Dırdır dediği Bayan Rotkohl’un gözüne batmadan yaşamaya çalışan Bay Taschenbier’in hayatı, istediği her şeyi gerçekleştirebilen Sams’ın gelmesiyle değişiyor.  Sams sayesinde daha cesur ve eğlenceli olabileceğini fark eden Bay Suspus, ayrılık vakti yaklaştıkça önceleri gitmesini istediği Sams’tan ayrılmak istemediğini anlıyor.
“Sams’ın Maceraları” aynı zamanda sinemaya ve kukla tiyatrosuna da uyarlandı. Serinin yazarı Paul Maar uzun yıllardan beri Almanya’nın en başarılı çocuk ve gençlik yazarı kabul ediliyor. Başta Almanya Gençlik Edebiyatı Ödülü olmak üzere pek çok ödül kazanan Paul Maar, hâlâ Almanya’da yaşamını sürdürmektedir.
“ ‘Lütfen sessiz ol,’ diye yalvardı Bay Suspus. ‘Yine Bayan Dırdır gelip kavga edecek benimle.’
‘Ondan gerçekten korkuyor musun?’ diye sordu Sams.
‘Her zaman dırdır yapacak bir şey buluyor,’ diye savundu kendini Bay Suspus. ‘Ne yaparsam yapayım, beni azarlamanın bir yolunu buluyor. Bazen bir dolabın üstüne çıksa da oradan inmese diye geçiriyorum aklımdan; gerçekten bunu diliyorum.’
‘Bir dolabın üstüne mi çıksın?’ dedi Sams. ‘Bunu mu diliyorsun baba? Harika fikir!’”
edebiyathaber.net (31 Temmuz 2013)

3 Ağustos 2013 Cumartesi

BÜYÜMEK

Büyümek...
Nedir acaba büyümek? Elimizin, kolumuzun, boyumuzun uzaması mı yoksa dünyayı kavrayıp matematik problemlerini daha iyi çözebilmek mi ki böyle ise ben daha hiç büyümemişim:) Belki de sorumluluklarımızın olmasıdır büyümek. Çocuk halimi düşünüyorum. Çocuk halim diyorum, çünkü ben bir halde kaldım ve sonrasında hiç değişemedim. Hep böyleydim yani:) Benim çocuk halimde de sorumluluklarım vardı. Mesela mahallemizin köpeği Kontes'in pireleri benim sorumluluğumdaydı ya da erik ağacının dalları... Bir de incir ağacından atım vardı. Lusi miydi atımın adı şimdi tam hatırlamıyorum. Onun temizliği ve tımarının sorumluluğu vardı. Vay be! Ne çok sorumluluğum varmış benim. Çocuk olmak değil mesele. Büyümek... 

2 Ağustos 2013 Cuma

Ece Ayhan'la tanışma vakti...

Ece Ayhan anlatıyor


Ece Ayhan'ı yakından tanımak isteyenler için önemli bir kitap olan "Ece Ayhan Çağlar Anlatıyor", şairin yaşamını anlatırken aynı zamanda bir döneme de ışık tutuyor.

1 Ağustos 2013 Perşembe

çok ilginç ve güzel bir haber:)

1958′de ödünç alınan kitap 100 dolarlık çekle kütüphaneye iade edildi New York Halk Kütüphanesi’nden 1958 yılında ödünç alınan bir kitap 100 dolarlık çekle birlikte kütüphaneye iade edildi. New York Daily News gazetesinin haberine göre, New York Halk Kütüphanesi’nin Fort Washington şubesine iade edilen “Fire of Francis Xavier” isimli kitabın üzerinde 10 Nisan 1958′de ödünç alındığını belirten damga bulunuyor. Kütüphane görevlisi Jennifer Zarr, bir rahibin biyografisini anlatan kitabın kahverengi bir zarfın içinde 100 dolarlık çekle kütüphaneye bırakıldığını belirtti. Kütüphane arşivinde eski döneme ait bilgilerin yer almadığını kaydeden Zarr, kitabı kimin ödünç aldığını bilemediklerini, çekin üzerindeki ismi ise açıklayamayacağını söyledi.
6 Şubat 2013 - See more at: http://www.edebiyathaber.net/




 

Kültür Bakanlığı’ndan e-kitaplar

Kültür Bakanlığı’ndan e-kitaplar

Kültür ve Turizm Bakanlığı yayınlarından çıkan kitaplar, e-kitap olarak yayımlanacak.
Bugüne kadar kütüphanelerde veya ilgili kurumların kitaplıklarında bulunan bakanlık kitaplarının böylece daha çok kişiye ulaştırılması hedefleniyor. Kitaplar, bakanlığın kendi internet sitesinde oluşturulacak sayfada okuyucunun ilgisine sunulacak.
Önümüzdeki günlerde başlanacak projeyle binlerce yayına internet üzerinden, tek bir adresten ulaşılabilecek.
Kültür ve Turizm Bakanlığı bugüne kadar yayımladığı, büyük bir kısmını Türkiye’deki kütüphanelere gönderdiği, çok azını da kendi mağazalarında satabildiği kitaplar için yeni bir platform oluşturuyor. Böylece yeni basımı yapılmayan kitaplara da ulaşma imkânı doğacak. Bakanlığın yayımladığı kitaplar arasında, Türkiye’nin geleneksel sanatlarını, yörelerini ve kültürünü anlatan yapıtların yanı sıra antolojiler, dil, estetik, inceleme, şiir, roman, öykü ve deneme türünde yapıtlar yer alıyor.
1 Ağustos 2013

Kadıköy’e tarihi kütüphane

Kadıköy’e tarihi kütüphane

Kadıköy Belediyesi, uzun yıllar belediye binası olarak kullanılan tarihi Şehremaneti binasını restore ederek kent kütüphanesine dönüştürecek.