6. Kocaeli Kitap Fuarı açıldı. 17-25 Mayıs tarihlerinde ziyaret edilebilecek. Biz de okul olarak öğrencilerimizle gidecektik ama ben dayanamayıp onlardan önce bir göz atmak istedim. Sergilere tek tek bakmaya çalıştım. tabi hepsine bakmak çok zor. Bir kaç kitap aldıktan sonra en çok sevdiğim bölüme geçtim. En çok bu bölümü sevdiğim için en sevdiğim yemeği sona bıraktığım gibi o burayı da sona bıraktım. Sahaflar...
Sahafları dolaşmak zamanda yolculuk yapmak gibi bir şey. Zaman kavramının olmadığını bunun sadece insan uydurması bir sistem olduğunun kanıtı. Yıpranmış demeyi sevmiyorum. Yaşanmış kitaplara dokunmak bana heyecan veriyor. Benden önceki dokunanları düşünüyorum. Dokunurken ne düşündüklerini, ne hissettiklerini, Kurdukları hayalleri yada düş kırıklıklarını merak ediyorum. Yaşanmış kitapları okurken daha önceki sahiplerini de yanımda hissedip sanki o kitabın bende olduğunu bildiklerini hissederek okuyorum.
Aslında bunlardan bahsetmeyecektim. Sahaflar ve eski kitaplar benim hassas noktam. Konu sahaflara gelince anlatmak istediğimi unuttum birden. Öyle işte. Sergilerin arasında dolaşırken gözüm çok eski bir gazeteye takıldı. Arıyordum da diyebiliriz. Aradığım gazete "Resimli Gazete"ydi.
Türk edebiyatında gazete, Batı’yla ilişkilerin güçlendiği Tanzimat dönemiyle birlikte başlamıştır. Tanzimatçılar, halkı aydınlatmak ve onlara yol göstermek amacıyla gazete çıkarmışlardır. Gazetelerin yayımlanmaya başlaması makale, roman, hikâye, tiyatro gibi türlerin edebiyatımıza girmesinin önünü açmıştır.
Tanzimat sanatçıları, bu halkı eğitebilmek ve halka yeni oluşturulan bu edebiyatı tanıtabilmek için onlara ulaşabilecekleri en kısa yol olan “gazeteyi” kullanmışlardır.Tanzimat edebiyatının oluşmasında önemli bir yere sahip olan Ali Suavi gazetenin önemini: “Anlıyor musunuz, gazete ne güzel mekteptir ve orada okuyanlar nasıl da uyanıyorlar!” sözleriyle açıklamıştır.
Tanzimat Dönemi’nde daha çok gazete sütunlarında toplanmış olan edebî çalışmalar bu dönemde dergilere geçmiş, çeşitli dergilerin etrafında farklı eğilimler bir araya gelmiştir. Yeniliği temsil edenler önceleri Malumat (1893), Mektep (1895) dergilerinde görünmüşler, daha sonra Servet-i Fünûn dergisini kendi yayın organı haline getirmişlerdir. Selanik’te çıkan Mütâlâa (1896) dergisi de yeni edebiyat tarafındadır. Divan edebiyatı yanlısı olanlar ise Baba Tahir’in çıkardığı Musavver Malumat (1905-1903) dergisinde toplanmıştır. Bunun etrafında Hazine-i Fünûn (1882-1897), Resimli Gazete (1881-1899), Musavver Fen ve Edep (1899), irtika (1899) gibi dergiler vardır. Bu dergiler mizanpaj, baskı ve yazı niteliği bakımından ileri bir seviyede görünür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder